Basit öğe kaydını göster

Akın, Bedii Faik
Arcan, H. Esra
2019-08-24T09:03:09Z
2019-08-24T09:03:09Z
2008-07
http://hdl.handle.net/20.500.11834/3806
Bu görüşme, Suat Gezgin’in yürütücülüğünde, Veli Polat ve H. Esra Ercan’ın koordinatörlüğünde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün katkılarıyla Türkiye Sözlü Basın Tarihi Projesi Cilt I başlığı altında gerçekleştirilmiştir. Bu proje kapsamında yapılan görüşmelerin sayısı 15'tir.tr_TR
1921 yılında doğan Bedii Faik Akın, kendisini cumhuriyetten büyük olarak görür. Orta düzeyde bir ailenin çocuğudur. Babası avukattır. İlkokuldaki hocasının bir piyeste ona gazetecilik rolü vermesiyle mesleki deneyimi başlar. İlkokul son sınıfta sınıf gazetesi çıkarırlar. Gazetecilik için tıp tahsilini yarım bırakan Akın, idealist meslektaşlarının varlığından hoşnuttur. Ona göre, 1950’lerde gazete ticari bir meta değil ancak söyleyecek sözü olanların yaptığı bir iştir. 1945’te Tasvir-i Efkar Gazetesi'nde çalışmaya başlar. Birinci sayfada yazmaya başladığı için hem kendisi hem de meslektaşları şanslı olduğunu düşünür. Dönemin zor koşulları, işleri için büyük fedakarlıklar yapmalarını gerektirir. Maddi zorluklar sonucunda idealist ateşli gazetecilerin ortaya çıktığını, o dönemde işlerini aşkla yapan habercilerin olduğunu, bu devirde ise eksiklikler gördüğünü söyler. Çünkü gazete artık ticari bir araç haline gelmiştir. Eskiyi özlese de bugünün şartlarını kabullenen Akın, Ali Naci Karacan’ın teklifiyle Tan Gazetesi'nde çalışmaya başlar. 1950’lerde Yeni istanbul’a geçer. Daha sonra Falih Rıfkı Atay’ın isteğiyle Dünya’ya geçer. Altı ay sonra Dünya Gazetesi'ne Falih Rıfkı’yla birlikte ortak olur. Patronluğun verdiği rahatlıkla ateşli yazılar yazar, sorumluluğu kendine ait olduğu için üstünde pek düşünmez. Yirmi sene birlikte çalıştıktan sonra Falih Rıfkı’nın işi bırakmasıyla tek başına patron olur. 1952’den 1975’e kadar Dünya’nın başındadır. 1975’te gazeteyi satar. Bundan sonra çeşitli gazetelerde yazarlık yapar. Eşi rahatsızlanınca Londra’ya gider. Otuz sene Londra’da yaşar, bu sırada Türkiye’ye yazılar yazmaya devam eder. Tek partili ve çok partili dönemin gazetecilik açısından farklılıklar taşıdığı görüşündedir. Tek partili dönemde gazeteler demokratik şekilde yazamasalar da bazı istisnai isimler büyük tenkit yazıları yazar. Çok partili devirde ise daha özgür bir basın havası vardır. Basın, zamanla Demokrat Parti’nin önüne bile geçer. Tüm dünyaya yayılan bu trendle iktidarlar basına tahammül edemez hale gelir. Muhalif gruplar basın özgürlüğünden yana olsalar da iktidara gelince bunu unuturlar. Yazılarında siyasileri kızdırdığı için hemen hemen her gün ifade vermeye götürülür. Tekelonya Cumhuriyeti adında yazdığı roman piyasaya çıkmadan yasaklanır. Gazetecilik için sendikanın şart olduğundan bahseder. Gazete Sahipleri Sendikası’nın uzun yıllar başkanlığını yürüten Akın, gazeteciliğin kadınlar için avantajlı bir meslek olduğunu düşünür. Tan’da çalışırken eskiden komünistlerin gazetesi olduğu için ismini Milliyet’e çevirirler. Milliyet’in sahibi Halil Naci Bey’in Demokrat Parti’nin ezanı Arapçaya çevirmesini desteklemesine sinirlenip istifa eder. Döneminde polisiye haberler için muhabirlerin gece gündüz haber peşinde koştuklarından bahseden Akın, Kazım Taşkent’le birlikte gazetelerin reklam almaya başladığını söyler. Zamanla birinci sayfaya bile reklam almaya başlarlar. 1980 darbesiyle birlikte basın sansürü üst noktalara çıkar. Gazeteciler, yazdıkları tenkitlerle darbelere sebep oldukları için suçlanır. İhtilalciler Arasında Bir Gazeteci isimli bir kitap yayınlayarak yaşananları yazar. Yazdıkları ve fikirleri yüzünden hakkında sayısız dava açılır. Eski devirlerdeki tabuların yıkıldığından bahseden Akın, bugünün gazeteciler için bir rahatlık ve bahtiyarlık zamanı olduğunu ekler. Falih Rıfkı’nın ölümüyle oldukça sarsılır. Gazetecilikteki en mutlu anısı ise Demokrat Parti’nin iktidara geldiği haberini yazmasıdır. Zamanının teknolojik olanakları habercileri zora sokar. Bugün gazetecilikte geniş imkanların olduğundan, tahsil görüp dil öğrenmenin daha kolay olduğundan bahseder. Bugünün gazete patronlarının gazeteci değil gazete sahibi olduklarını ve gazeteciliğin saygıdeğer bir meslek durumundan uzaklaştığını ifade eder.tr_TR
Suat Gezgintr_TR
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümütr_TR
text/plaintr_TR
turtr_TR
info:eu-repo/semantics/embargoedAccesstr_TR
Gazeteciliktr_TR
Babıalitr_TR
Dünya Gazetesitr_TR
Atay, Falih Rıfkıtr_TR
Hürriyet Gazetesitr_TR
Tercüman Gazetesitr_TR
Londratr_TR
Demokrat Parti (DP)tr_TR
İnönü, İsmettr_TR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)tr_TR
Peker, Receptr_TR
Tan Gazetesitr_TR
Milliyet Gazetesitr_TR
Taşkent, Kazımtr_TR
Cumhuriyet Gazetesitr_TR
Özkoçak, Vasfiyetr_TR
1960 İhtilalitr_TR
12 Mart Muhtırasıtr_TR
12 Eylültr_TR
Beyazıt (Fatih, İstanbul, Türkiye)tr_TR
Örfi İdare Mahkemesitr_TR
Balcıoğlu, Şahaptr_TR
Bedii Faik Akın ile sözlü tarih görüşmesitr_TR
Görüşmetr_TR
1921; T.C.; Erkek, Gazetecitr_TR
Gezgin, Suat. Türkiye sözlü basın tarihi cilt III. Veli Polat, H. Esra Arcan. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2016.tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster