Hasan Yılmaer ile sözlü tarih görüşmesi

Abstract

1929 doğumlu olan Hasan Yılmaer, İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Bir çok mensubunun edebiyatçı olduğu bir aileden gelen Yılmaer liseyi İstanbul Erkek Lisesi’nde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesine devam eder. Fakat askere gittiği dönemde aynı zamanda gazetede çalıştığı için okula ara vermek zorunda kalır ve sonradan bırakır. Gazeteciliğe ise lise yıllarında tatillerde harçlığını çıkarmak için başlar. Gazetecilik serüvenine ilk kez 1945 yılında Tasvir’de başlar ve burada polis-adliye muhabirliği yapar. 1950 yılında ise Milliyet'te çalışmaya başlar. Geçmiş ve günümüz gazeteciliğini karşılaştırır, geçmişe göre bugün baskının bulunmadığından bahseder. O dönem sendikal haklar yoktur ve Hasan Yılmaer bunun öncü savunucularındandır. O dönemler gazetecilik algısının farklı olduğunu ve gazetecilere yalan yazan adamlar gözüyle bakıldığını söyler. 27 mayısı bir milat olarak değerlendirir ve süreci hazırlamada ne derece ve nasıl rol oynadıklarından bahseder. O dönemin en bilindik olayları sık sık gazete kapatmak ve gazetecilerin davalık olmalarıdır ve Yılmaer’de buna maruz kalmıştır. O dönemin en büyük sıkıntısı kısıtlı haber kaynağıdır. Ülke içinde haber alınan tek merkez Anadolu Ajansıdır ve dış dünya için genelde yabancı, Fransız kaynaklar kullanılır. Uzun süre Fransızlar gözünden haber alındığı için Cezayirlilerin asi Fransızların kahraman olduğu fikrinin hakim olduğunu söyler. Gazeteciliğin bir namus işi olduğunu savunur ve gazeteci her zaman doğru, dürüst olmalıdır ilkesinde ilerler.