Recep Erol ile sözlü tarih görüşmesi

Abstract

İstanbul ilinin Beykoz ilçesinde doğup büyüyen Recep Erol, okulların numaralandırıldığı dönemlerde, 49. İlkokul’da okur. Eğitimini tamamlayıp öğretmen olan Erol, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde 3 sene görev yaptıktan sonra tayinini İstanbul’a ister. Öğretmenliğin yanı sıra ticaretle de uğraşır. Ailesinin Ahıska kökenli olduğunu ve 1766 yılında dönemin sultanının emri ile Boğaz’a yerleştirildiklerini anlatır. Çocukluk döneminden ve oynadıkları oyunlardan bahseder. Anadolu Feneri'nin İstanbul’un en güzel balıkçı köyü olduğunu söyleyen Erol, bir meslek olarak balıkçılığın 1962’den sonra başladığını ifade eder. Polonezköy’e adını veren Polonyalıların hikayesini detaylarıyla aktararak köyün, 1963’ten sonra dağılmaya başladığını söyledikten sonra Rumların, Yahudilerin ve birçok önemli ismin buradaki pansiyonlarda kalmak üzere Polonezköy’e geldiklerini de ilave eder. Beykoz’daki Onçeşmeler mahallesinde daha çok Ermenilerin ve Rumların oturduğunu ancak zaman içinde ilçeyi terk ettiklerini anlatır. Türkiye’nin ünlü sanatçılarının Boğaz’daki gazinolarda sahne aldığından söyledikten sonra kahvehanelerin ve Rumlardan kalma meyhanelerin önemli eğlence merkezleri olduğundan da bahseder. Yerli halkın düzenlediği kiraz geceleri etkinliği Beykoz Meydanı’nda, danslar ve müzikler eşliğinde kutlanır. Beykoz’un futbol takımı ve oyuncuları hakkında detaylı bilgiler veren Erol, bunlar dışında Beykoz’un meşhur mahsullerinden ve özellikle ceviz ve fasulyesinden bahseder.