İzzet Sedes ile sözlü tarih görüşmesi

Abstract

1928 Bomonti doğumlu olan İzzet Sedes gazeteci bir aileden gelmektedir. Mehmet Rauf anne tarafından dedesidir, babası zamanın gazetecilerinden biri olan Selami İzzet Sedes’tir. Gazeteci olmadan önce ideali Galatasaray Lisesi’ni bitirip oradan Siyasal Bilgiler’e gidip diplomat olmaktır. Üniversitede açıkta kaldığı sene Cumhuriyet Gazetesi'nde Anadolu Ajansı'na yabancı dil bilen teleks memuru aranıyor ilanına başvurur ve gazetecilik dünyasına adım atar. Bir seneden sonra aldığı teklif üzerine gazetede muhabirlik yapmaya başlar. Avrupa Konseyi basın dairesinde çalışacak adam aranması üzerine imtihanlara girer, orada çalışmaya hak kazanır ve Avrupa Konseyi’nin ilk Türk basın sözcüsü olur. Bu durumu ‘karşılaştığım herkes bana “sen Türk müsün” diye sorup şaşkınlık duyuyorlardı’ diyerek anlatır. O dönemlerde gazetecilik haklarının gelişmemiş olduğunu vurgular. Aynı zamanda kadın gazetecilerin azlığına da değinir. Menderes döneminin baskıcı olduğunu ve darbeyi hak ettiğini savunur fakat buna rağmen idamları Türkiye’nin yüz karası bir olay olarak değerlendirir. Darbelerin kötü yüzlerini açıklarken özellikle 1980 darbesinden sonra dünyanın Ankara ilk irtibatı kestiğinin altını çizer. 1991'de Avrupa’dan döner ve Akşam Gazetesi'nde çalışmaya başlar. Gazetecilik anlamında en zor zamanlardan birinin Menderes dönemi olduğunu söyler ve eski zamanlardaki gazetecilik ile günümüz gazeteciliği arasındaki farklara değinir