Kahraman Bapçum ile sözlü tarih görüşmesi
Görüşülen Kişi
Bapçum, Kahraman
Görüşen Kişi
Arcan, H. Esra
Hazırlayan/Destekleyen
Suat Gezgin
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü
Metadata
Tüm öğe kaydını gösterGörüşülen Kişi Künye
1925, İstanbul, T.C.; Erkek; Gazeteci
Özet
1925 yılında doğan Kahraman Bapçum, sekiz çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya gelir. Babası İngilizce ve Fransızca bilen bir deniz kuvvetleri subayıdır. Okumaya ve kültürel faaliyetlere meraklı bir aileden gelen Bapçum, okul yıllarında edebiyata merak salar. Kendisini aydın, kültürlü ve sosyal bir adam olarak tanımlar. Çocukken evde sürekli gazete ve dergi okunur. Çevresi dolayısıyla kültürlü olduğunu söyleyen Bapçum, sağlık sorunları sebebiyle sekiz yaşında okula başlar. 1942’de Hukuk Fakültesi’ne girer. Mezun olduktan sonra avukatlık stajı yapar. Abdi İpekçi, arkadaşına yazdığı mektupları okuduktan sonra onu spor muhabiri olarak işe almak ister. Avukatlıkla spor gazeteciliğini aynı anda yapar. Evleninceye kadar avukatlığa devam eden Bapçum, eşinin isteğiyle ortaokul açar ve kendi deyimiyle okulcu olur. Sonrasında okul Özel Kalamış Lisesi'ne çevrilir. Elli yıl bu okulda yöneticilik, otuz yılında öğretmenlik yapar. Birçok mesleği aynı anda icra eden Bapçum, çok alanlı ve yorgun biri olduğunu dile getirir. Spor yazarlığı ve yorumculuğunu tek işi olarak görür. Milliyet’i bırakıp okulla ilgilenir ancak Hürriyet’ten gelen teklife hayır diyemez. Milliyet’teki aile havasını Hürriyet’te bulamayan Bapçum eski işine geri döner. Spor yazarları için Milliyet’teki özgürlük ortamının diğer gazetelerde olmadığını söyler. Abdi İpekçi’den sonra gelen yayın yönetmenleri bu özgürlüğü kısıtlamaya başlayınca Milliyet’i bırakır ve okuldaki yöneticilik görevine devam eder. 2004 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışmaya başlar. Ancak bir müddet sonra yazmayı bırakır çünkü elli yıl yaptığı işi bugün yapanlarla meslektaş olarak gözükmek istememektedir. Bugünkü gazetecilerin meslek etiğine sahip olmadıklarını düşünür. Özellikle spor yazarlarının, sporcuların ve hakemlerin kişiliklerine yönelik eleştirilerinin ahlaki olmadığı görüşündedir. İstisnai gazetecilerin varlığından da bahseder. Bapçum, teknolojik ihtiyaçlardan dolayı gazeteye sermaye girdiği zaman gazetenin ekonomik bir işletmeye dönüştüğünü söyler. Gazeteyi sermaye sahipleri yönetmeye başlar ve bu durum gazeteciliğin önüne geçer. Kadınların muhabirlik yapamayacağını düşünen Babçum, Vasfiye Hanım’la tanışınca fikrini değiştirir. Türkiye Spor Derneği kurucularından biri olup aynı zamanda beşinci başkan olarak da görev almıştır. Gazeteciliğinde siyasi bir görüş taraftarı olmadığını ancak vatandaş olarak Menderes’e muhalif olduğunu ifade eder, kendisini Atatürkçü olarak tanımlar. Aktif bir şekilde politikaya atılmaz.
Koleksiyon
- Görüşme [3104]