Selami Akpınar ile sözlü tarih görüşmesi
Görüşülen Kişi
Akpınar, Selami
Görüşen Kişi
Ay, Yusuf Ziya
Hazırlayan/Destekleyen
Suat Gezgin
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü
Metadata
Tüm öğe kaydını gösterGörüşülen Kişi Künye
1915, İstanbul; T.C.; Erkek, Gazeteci
Özet
1915 yılında doğan Selami Akpınar’ın nüfustaki adı Selamettin’dir. Uzunluğundan dolayı zamanla Selami’ye çevrilmiştir. Babası deniz subayıdır, annesi tanınmış odun-kömür tüccarı Musa Efendi’nin kızıdır. Kumkapı’da Mahmut Şevket Paşa Numune Mektebi’nde ilkokulu bitirir. Ortaokulu Amerikan okulunda okur, İngilizce öğrenir. Pertevniyal Lisesi’ni bitirdikten sonra İktisat Fakültesi’ne girer, ikinci sınıfta okulu bırakır. 1940 yılında Vatan gazetesinde işe başlayan Akpınar, mesleğe başlamasında ünlü gazeteci Ahmet Emin Yalman’ın etkisinin olduğunu söyler. Altı yıl arşivlerinde çalıştığı gazeteye bir süre sonra muhabir olur. Yabancı dili olduğu için ünlü otellerdeki yabancılardan haber toplayan Akpınar, Beyoğlu muhabirliğine alınır. Çalıştığı gazete el değiştirince oradan ayrılır. Abdi İpekçi’nin yardımıyla New York’tan bir ajansın İstanbul muhabirliğini yapar. Daha sonra anılarını yazdığı bir kitap yayınlar. Nail Mutlugil’in yönlendirmesiyle Anadolu Ajansı'nın İstanbul Müdürlüğü'ne tayin olur. 1962-72 yılları arasında bu görevi yürüten Akpınar sonrasında emekli olur. Anadolu Ajansı Müdürlüğü yıllarında İstanbul Üniversitesi'nde yeni açılan Gazetecilik Enstitüsü'nde eğitim alır. Türkiye Gazeteciler Birliği üyesi olan Akpınar, gazete sahiplerinin gazeteciler sendikasının kurulmasından hoşnut olmadığını aktarır. Sendika sayesinde gazetecilerin hakları güvence altına alınır. Akpınar, emeklilikten sonra sendikadan ayrılır. Bir Amerikan gazetesinde Türkiye hakkında yer alan eleştiri yazısını Türkçeye çevirince hapse girer. Gazeteci arkadaşları kendisini hapiste sürekli ziyaret eder. 27 Mayıs ihtilaliyle birlikte tahliye olur. Bu süreçte Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden büyük destek görür. Sayıca az olan kadın gazetecilerle aralarında eşitlik olduğunu belirtir. Kore Savaşı sırasında sekiz ay savaş muhabirliği yapar. Savaş dönemindeki zorluklar, işini yapmasını oldukça zorlaştırdığı gibi ölümden dönmesine de sebep olur. Arap harflerini iyi okuyup Latin harflerine çevirebildiğini söyleyen Akpınar, bundan oldukça hoşnuttur. Yazısını çevirip hapse düştüğü Amerikalı yayıncı Pulliam’ın davetiyle üç aylığına Amerika'ya gidip Amerikan gazeteciliğini gözlemleme fırsatı bulur. Abisi de o sırada Kanada’da gazetecilik yapar. Menderes dönemindeki sansür ve yasaklar haberciliği zorlaştırır, birçok gazeteci hapse girer. Önceleri haberleri elle yazarlar. Cevdet Mardin isimli bir genç İngiltere’den daktilo getirince çok şaşırırlar. Gazetecilikte en önemli şeyin dürüstlük olduğunu dile getiren Akpınar, bu düşünceden dolayı bütün cemiyetin kendi çıkarları için mesleğini kullanan kişileri saf dışı ettiğini söyler.
Koleksiyon
- Görüşme [3104]