Taha Toros ile sözlü tarih görüşmesi
Görüşülen Kişi
Toros, Taha
Görüşen Kişi
Yolcu, Özgü Işık
Hazırlayan/Destekleyen
Suat Gezgin
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü
Metadata
Tüm öğe kaydını gösterGörüşülen Kişi Künye
1910; T.C.; Erkek; Gazeteci
Özet
1910 yılında doğan Taha Toros’un anne ve babası kardeş çocuklarıdır. Adana’ya yerleşen ailesi içerisinde yüksek tahsil görmüş kimseler vardır. Doğum tarihinin internette 1912 olarak geçmesinden şikayet eder. İlkokulu ve ortaokulu Tarsus’ta, liseyi Adana’da yatılı okur. 1930’da liseden mezun olunca İstanbul’a gelir, 1933’te Hukuk Fakültesini bitirir. Önce Maliye’de icra memurluğu daha sonra Beyoğlu’nda tahsil müfettişliği yapar. Adana’nın ilk kadın hakimi olan Meliha Hanım’la evlenir. Eşi Adana’da ve Türkiye’de bir kadının ilk olarak idam hükmünü veren ilk kadın hakimdir. Ankara’da ve İstanbul’da çeşitli görevlerde bulunan Toros, dönemin zor şartlarından ve kıtlıktan bahseder. Çocukları İstanbul’da okudukları için tayinini İstanbul’a aldırır. Ankara’da İsmet Paşa’yla mebus evlerinden komşu olur. İsmet Paşa’nın kızının davetiyle Paşa hakkında konferanslar verir. İktisadi Tevkif ve Kontrol Heyeti reisliği kurulduğunda başkanlığına tayin olunur ve sonrasında Fransa’ya gönderilir. Türk-Fransız ilişkilerini etüt ederken Fransızların Atatürk’ü olarak tanımladığı De Gaulle ile tanışır. İstanbul ziyaretinde kendisine eşlik eder. Farklı seferlerde Fransa’ya yapığı ziyaretlerde toplamda 1001 gün kalır. Fransız arşivlerinin tümüne de girer. Almanların Fransa’yı işgali sırasında arşiv belgelerinin yandığını söyleyen Toros, bu arada Paris’te verimli günler geçirdiğinden, şehrin gelişmişliğinden de bahseder. Çocukluğunda şiirler yazmaya başlar, halk türküleri toplar. Küçük yaşta dergilerde yazılar yazar, kitap çıkarır, hem eski hem yeni harflerle yazıları vardır. Lise yıllarında Toros Demetleri adıyla çıkardığı şiir kitabı Türkiye’de Latin harfleriyle basılan ilk kitaptır. Sonraki kitapları İletişim ve Aksoy yayınlarından çıkar. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığını dile getirir. Edebiyat hocası Şahap Rıza’dan etkilenir. Nazım Hikmet’in Bursa belediyesiyle olan davasını teftiş ettiği sırasında onunla tanışır. Yirmi kitap yazdığını söyleyen Toros kendisini bir biyograf olarak tanımlar. Güzel İnsanlar adlı kitabı ilgi toplar, Türk-Fransız, Türk-İngiliz ve Türkiye-Vatikan ilişkilerini anlattığı kitapları da vardır. Papa’nın davetiyle İtalya’ya gider ve Vatikan Kütüphanesi'nde incelemelerde bulunur. Cumhuriyet, Milliyet ve Hürriyet gazetelerini daima okuduğundan bahseder. Adana’nın yerel gazetelerinde, Cumhuriyet ve Milliyette uzun süre yazılar yazar. Kimsenin aleyhine yazmadığı için askeri müdahalelerden pek etkilenmez. Siyasetten çok edebiyat ve tarihle ilgilenir, bu konularda çalışmalarda bulunur. Çukurova Cemiyeti’nde otuz sene üyelik yapar, şeref başkanı madalyasıyla ödüllendirilir. Kitaplarını elde yazar, daha sonra başka bir kişiye daktilo ettirir. Türk Dil Kurumu’nun en genç üyesi olarak toplantılara katılır, kürsüde Atatürk’ün yanına oturur. Eski harflerle hızlı yazabildiği için bu toplantılarda zabıt katipliği yapar. Hastalığının son zamanlarında Adana’ya gelen Atatürk’ü burada karşılar. Ziyaret sırasında içtiği kahve fincanını dahi saklayan Toros fincanın yıkanmasına izin vermez. Birçok gazete toplar ve bunları biriktirir. Evi, Türk kültür tarihiyle alakalı kitaplarla doludur. Yabancılar onun arşivini satın almak ister ancak bunu hem kendisi istemez hem de devlet izin vermez. 1975 yılında emekli olur.
Koleksiyon
- Görüşme [3104]