Çocukluğun anımsanışı:Masumiyet arayışında uzak/yakın geçmiş nostaljisi
Künye
Akbulut, Hasan, Vural, Ruken Akar. (2012). Çocukluğun anımsanışı: Masumiyet arayışında uzak/yakın geçmiş nostaljisi. Milli Folklor, 95, s. 249-262.
Özet
Bireylerin kendini ve kimliğini kurma süreci, tamamıyla kültürel bağlamla bütünleşmiş durumdadır. Batı toplumlarında -özellikle Kuzey Amerika’da- birey kendisini diğerlerinden bağımsız biçimde, kendisini diğerlerinden ayıran öz nitelikleri ve bireysel tutumları temelinde tanımlamakta iken, Doğu Asya kültürlerinde -Çin ve Japonya’da- birey kendisini, toplumun diğer bireyleriyle ilişkiler, kişilerarası uyum, kolektif algılama, toplumsal katmanlar ve sosyal roller çerçevesinde kurma ve tanımlama eğilimi göstermektedir. Bu nedenle de, bireyin kendini kurma ve kimlik geliştirme süreci kültürel bağlama duyarlı bir biçimde tartışılmalıdır. Kuşkusuz, çocukluk dönemi, bireyin kendini kurma sürecinde kritik bir öneme sahiptir. Çocukluk, insan yaşamının ilk evresi olmakla birlikte, kimliğin ve kişiliğin biçimlendiği yıllardır. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, çocukluğun nasıl anımsandığı, hangi kavramlarla ilişkili olarak kurulduğu ve yeniden kurulduğu, kendimizi o anda nasıl tanımladığımıza bağlı olarak değişebilir. Nitel araştırma desenine göre yürütülen bu çalışmada iki kuşakta, çocuklukları 1950’lerde ve 1980’lerde geçen ellişer kişiyle, oyun ve oyuncak kültürüne ilişkin yapılan sözlü tarih görüşmeleri üzerinden, çocukluğun nasıl anımsandığı tartışılmakta, iki kuşak arasındaki ortaklık ve farklılıklar incelenmektedir. Çalışmada elde edilen bulgular, içerik analizi ile çözümlenmiştir. Çalışma çocukluğun, farklı bir bağlam, zaman ve uzamda anlatıldığında/hikaye edildiğinde, anıların, o anın gereksinmelerine göre yeniden biçimlendiğini ortaya koymakta ve iki kuşağın anlatılarında beliren nostalji duygusunu, sosyo-politik ve kültürel bağlamda tartışmaktadır. Individuals’ self-construction process often integrates the cultural views of self. In Western particularly North American cultures, individuals view themselves in terms of their personal attributes and qualities. In East-Asian cultures -China and Japan- individuals give prominence to interpersonal harmony, collectivity, social stratification, social roles and relationships. That is why self-construction process should be discussed with the cultural frame. Undoubtly, childhood can be thought as critical term in the selfconstructing process. Although childhood is the first stage of human life, identity and personality are also shaped throughout this stage. In this study, childhood memories were gathered through the oral history method from two generations. One of the groups was comprised of fifty subjects from the period of 1950s; the second group of fifty subjects was comprised from 1980s. In this study, plays, toys, subjects’ childhood narrations and self-stories were discussed in political, social, and cultural context. The data, which are gathered via oral history, were analyzed by the content analyzing method. This qualitative study also points out that the construction of self and childhood are re-constructed with the subjects’ memories and narrations in different context, time and spatial periods. The present study also discusses a sense of nostalgia in the social, political, and cultural context.
Koleksiyon
- Makale [116]