Görüşme Özeti | Hayati Ferdi Kocal, babasının sağlık müdürü olarak atandığı Kastamonu’da hastaları tedavi etmesinin idari amirle aralarının açılmasına sebep olduğunu belirtir. Gümüşhane’ye sürülen babası görevinden istifa ederek özel bir muayenehane açar. Kocal, babasıyla ters düştüğünü belirttiği vali Mithat Altıok’u ile aralarında geçen diyalogları anlatır (06:10). Kocal, babasının Kastamonu’da bulunduğu sırada Demokrat Parti’nin kurulduğunu ve kendisinin de kurucu üye olduğunu belirtmektedir. Babası, ilerleyen yaşına rağmen II. Dünya Savaşı yıllarında askere alınır (09.00). Kastamonu’dan sonra Büyükada’ya dönen babasının, Kastamonu’ya gitmeden bir sene önce aldığı evden bahseder (11:05). Saint Joseph Fransız Lisesi’nde yatılı okur ve Fransızca eğitim alır. Hocalarını ve eğitimini anlatan Kocal, okulundan memnun olduğunu dile getirir. Mahir İz edebiyat hocasıdır (23:45). Musevi bir arkadaşının üniversite sınavlarına girme anısından bahseder. Kendisi tıbbiyeyi kazanır. İlk önce diş hekimliğini tercih eder fakat kazanamaz. Üniversiteye her gün Büyükada’dan gidip gelir. Mutlu bir öğrencilik geçirir ve üniversite yıllarını tekrar yaşamak istediğini ifade eder. Öğrencilik yıllarında Haseki Hastanesi’nde doğumlara katılır. Dönemin önemli hocaları Ordinaryüs Profesör Remzi Kazancıgil’den ve Kazım İsmail Gürkan’dan bahseder (34:10). Hasta vizitesi sırasında hocası ile yaşadıklarını anlatır. Asistanlık yapmak o dönemde ücretsizdir. Askerlikten sonra Almanya’ya gider (36:35). Rıza Şah Pehlevi ve eşi Süreyya Pevlevi Adnan Menderes iktidarında İstanbul’a gelirler. Gümüşsuyu’na gider Rıza Şah Pehlevi’yi ve eşi Süreyya Hanım’ı görür. Askerliğini İzmir ilinin Hatay semtinde yapar ve askerlik anılarını anlatır. İzmir’den sonra Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde askerliğine devam eder. Askerlikten önce Samatya SSK hastanesinde asistan olarak çalışmaya başlar ve burada çalıştığı sırada 1960 ihtilali olur (41:00). İhtilalden sonra askere gider ve tekrardan askerlik günlerinden söz eder. İzmir’den Tekirdağ ilinin Hayrabolu ilçesine gider. Portatif yatağını ve eşyalarını hazırlayıp Sirkeci’den otobüse biner. Otobüse binmeden önce babasıyla Pandeli Restoran'da yemek yer ve burada Pandeli’nin doktor olan oğluyla tanışır (45:00). Hayrabolu’ya giderken yolların kötüdür. Hayrabolu’daki ilk gecesinde bir otelde kalır. Hayrabolu’ya dair izlenimlerinden ve Hayrabolu’da edindiği arkadaşlıklardan bahseder. İyi bir askerlik geçirir. Üç ay emir eri vardır ve üç ay sonra emir eri kaldırılır (52:30). 1960 sonrası kurulan mahkemelerle ilgili haberleri radyodan dinler ve üç kişinin idama mahkum edildiğini öğrenir. İdama karşı halkın tepki göstermesinden korkularak askerlere gerçek mermi dağıtılır (56:00). Askerde dini yaşayışlarından dolayı sıkıntı yaşamamaktadırlar. Ramazan’da oruç tutar ve ibadetlerine karışan olmaz. Marmaris’e giderken otobüste yaşadığı bir anıdan bahseder (01:00:00). Saint Joseph Lisesi’ndeki dini eğitimden bahseden Kocal, okulda önceden Müslüman öğrencilere İncil eğitimi verildiğini ancak kendi okuduğu dönemde böyle bir şeyin olmadığını belirtir. Okulda iki tane kilise vardır ve gayrimüslim öğrenciler kiliseye giderler. Kocal, Saint Joseph Lisesi ile ilgili anılarını din konusunda bazı örneklerle anlatmaya devam eder (01:02:55). Hindistan’dan gelip Saint Joseph Lisesi’nde okumaya başlayan bir arkadaşı ile ilgili bir anısını anlatır. İtalyan, Rum ve Süryani arkadaşları vardır. Okulda kız öğrenci yoktur (01:05:20). Tekrar tıp fakültesindeki eğitim hayatından bahseder (01:07:50). Ailesinin açık görüşlü olduğunu belirten Kocal, kız kardeşinin yatılı olarak Akşam Sanat Okulu’nda okuduğunu söyler. Hafta sonları okuldan çıkıp adaya giderler. Kocal, teknolojiyi sevdiğini ve Almanya’da ilk maaşıyla kamera, ikinci maaşıyla da fotoğraf makinesi aldığını söyler. Televizyon Türkiye’ye gelir fakat yayın yoktur. Yayın olmadığı için insanlar Rusya, Kıbrıs veya Bulgaristan yayınlarını takip eder. Paket programlar, Turgut Özal döneminde yaygınlaşır. İnsanlar telefon almak için ilgili kurumlara yazıldıktan 5-10 sene sonra telefonlar bağlanır (01:14:43). Almanya’ya giderken başından geçenleri anlatan Kocal, Almanya’da bulunduğu senelerde Türkiye ile yılda bir ya da iki kez telefonla konuşabildiğini söyler. Televizyon ile ilgili anılarından bahseder (01:17:05). Okuldan mezun olanlar genelde Avrupa’ya gittiği için kendisi de yurtdışında ihtisas yapmak ister. Başvurusu kabul edilir ve Bulgaristan üzerinden arabayla Almanya’ya gider. Bu yolculuk sürecinden detaylı olarak bahseder. Bulgaristan’da yaşadıklarını anlatırken Bulgar hükümetinden ve Türklere yapılan baskıdan bahseder. Hükümetten korkan Türkler, kendileriyle çok fazla konuşamazlar (01:30:25). Avusturya’yı da gören Kocal, Karadeniz’in Avusturya’dan daha güzel olduğunu düşünmektedir. Dortmund’a bağlı Kanen kazasında bir hastanede çalışmaya başlar. Almanya’ya gittiğinde hastanede kendisi için hazırlanan odada kalır. Almanya’ya dair izlenimlerini anlatır (01:34:15). Almanya’da cerrahi alanında 3 sene çalıştıktan sonra Hamburg’da başka bir hastaneye geçer. Babası kendisini Almanya’da ziyarete gelir. Gemi doktoru olmak ister. Hayber adasında yaşadığı bir anısını dile getirir (01:37:00). O yıllarda Almanya vize talep etmemektedir. Almanya’ya ilk gittiği yıllarda Türk işçiler yeni yeni gelmeye başlar. Alman polislerle ilgili anısını anlatır. İzmit’te kız kardeşi oturur ve İzmit’e misafirliğe gider. Bu sırada işçilerin yediği öğle yemeğinden bahsederek ihtilalden önceki durumla ihtilalden sonraki durumu karşılaştırır (01:41:15). Yokluk vardır ve insanlar mürekkep kuyruğuna girerler. Adada Cumhuriyet baloları yapılmadığını ve yapılsa da anne ve babasının gitmeyeceğini söyler. Annesi yat kulübüne Atatürk’ü görmeye gider ve annesinden Atatürk ile ilgili duyduklarını anlatır. Dönemin giyim tarzından bahseden Kocal’ın annesi, manto ve dökar giymekte, babası fötr şapka takmaktadır. İnsanların giyim kuşamı dönemin inkılaplarına uygundur (01:47:00). Trabzon ile İstanbul arasında giyim yönünden fazla fark yoktur. Başörtüsü ile ilgili düşüncelerini dile getirir. Almanya’da 5 sene eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye döner. Yurt dışına gitme sürecine tekrar değinir (01:50:00). Eşiyle tanışmasını ve nasıl evlendiğini anlatır. Evlilik ve iş hayatına değinen Kocal, ilk mesleki deneyimlerinden ve bu dönemdeki anılarından bahseder. Kocal, Vakıf Gureba Hastanesi’ndeki asistanlığından ve cerrahi kliniği şefi ve hattat Dr. Sadi Belger ile olan hatıralarından söz eder. Almanya’da aldığı ihtisas diploması Türkiye’de geçmez ve Türkiye’de tekrar ihtisas yapmak durumunda kalır. Tez dönemi ile ilgili anılarını anlatır. Türkiye’deki çalışma hayatından bahsettikten sonra ayrıca Erzincan’a tayininden ve buraya atanma sürecinden de bahseder (02:03:00). Erzincan’ın modern bir şehir olup nezih insanlar yaşamaktadır. Alevilik kelimesiyle ilk defa Erzincan’da karşılaşır. Erzincan’da kendisine bir muayenehane açar. Burada özellikle hastaların kendisinde bıraktığı izlenimlere değinir. Dönemin sağlık hizmetlerinin nasıl sunulduğundan bahseder (02:15:15). Erzincan’da Fırat nehri kenarında atıcılık yapar. Ruhsatsız silah kullanmakla yasak olmasına rağmen Erzincan köylerinde ruhsatsız silah satımı yaygındır (02:20:45). Erzincan örneği üzerinden dönemin siyasi olaylarına değinir. Siyasi olaylardan dolayı tekrar Almanya’ya gitmek üzere tekrar başvuruda bulunur. Başvurusu kabul edilir ve tekrar Almanya’ya gider. Dönemin Türkiye’sindeki sağlık hizmetlerinden detaylı olarak bahseder. Almanya’dan Türkiye’ye gelirken dostlarına ampul, muz ve tereyağı getirirler. Aynı anda iki hastanede çalıştığı dönemler olur. Modern hastaneler yapılsa da personel, modern cihazları kullanmayı bilmemektedir. Kısıtlı imkanlarla ve zor şartlar altında ameliyatlar yapmak zorunda kalır (02:28:25). Kocal, mesleki tecrübelerini, bilgisini ve başından geçen olayları detaylı olarak anlatır (02:36:00). Almanya’da 3 ay bir hastanede çalıştıktan sonra geçtiği hastanede 10 seneyi aşkın bir süre çalışır. Tekrar hocası Sadi Berger ile ilgili bir anısını anlatır. Cerrahlığın bir tutku olduğunu belirtir ve hastaları iyileştirmenin verdiği mutluluğu tarif eder (02:41:00). Almanya’da telefon kullanımı Türkiye’ye göre çok yaygındır. Kocal, Almanya’da tıbbın muhtelif alanları ve özellikle de alternatif tıp ile ilgilenir. Münih’te akupunktur kursuna katılır. Viyana’da 15 gün akupunktur eğitimi alır ve akupunktur yapmaya başlar. Ozon tedavisini de öğrenir ve Türkiye’ye ozon aletini ilk defa kendisi getirir. Türkiye’de akupunktur derneği kurarak akupunktur seminerleri verir (02:49:45). Almanya ve Türkiye arasında mukayeseler yapar ve Türkiye’de trafik kurallarına uyulmadığını belirterek eleştirilerini dille getirir (02:52:35). Almanya’daki Türk toplumundan, Almanya’dan ve Alman halkından detaylı olarak bahseder. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da uzun süre ordu kurulmasına izin verilmez. Almanlar avcılıkla çok fazla ilgilenmektedirler. Almanya ve Türkiye’yi askeri yönlerden kıyaslar. O yıllarda askeri araçların yaptığı kazaların meşhur olduğunu belirtir (02:57:45). Kocal, Almanya’daki Türklerin entegrasyon sürecine değinmektedir. Almanya’da hastanelerin yanında hastaların kullanımı için kiliseler bulunmaktadır (03:02:40). 1968 yılında annesi vefat eder ve babası ile ilgilenmek için yılda birkaç kez Türkiye’ye gelir. Kocal devamında babasıyla ilgili bir sohbetinden söz eder. Almanya’da bir organ nakline şahitlik eder ve helikopterle organ nakline hasta gönderilmesine çok şaşırır (03:07:17). Turgut Özal’dan sonra Türkiye’de büyük gelişmeler olmaya başlar. Almanya’da yer altı kablo sistemi kullanılmaktadır. 1984 yılında Türkiye’ye dönerken ev eşyalarını Almanya’dan getirir ve Alman bir dostu kendisine yardım etmek üzere Türkiye’ye gelir. Kocal, Türkiye’ye dönüşünden ve Almanya’daki yaşamından bahseder (03:18:00). Almanya’daki anılarından tekrar bahseder. Alman hükümeti vergi konusunda çok hassas davranmaktadır (03:21:25). Ramazan ve Kurban Bayramı’nda cami olmadığı için bayram namazlarını dokuma fabrikasında kılarlar. Türkiye’de yaşanan şeylerin Alman basınına yansımasını anlatır (03:23:40). 1980’lerde adaya döndüğünde tekne sayısında artış olduğunu ve imar faaliyetleri dolayısıyla adanın yapısal anlamda değiştiğini fark eder. Özellikle kendi alanı olan sağlık sektörü ve ayrıca Türkiye’deki sosyal, siyasal ve ekonomik alanlar üzerinden bazı çıkarımlarda bulunur (02:32:05). Muayene olmanın ve ilaç almanın zor olduğundan bahseder. Sabah 06:00’da hastanede kuyruğa girilir ve ilaçlar her zaman bulunamaz. Geçmişteki ve günümüzdeki sağlık hizmetlerini karşılaştırır (02:33:50). Türkiye’ye geri döndükten sonra Fenerbahçe’ye yerleşir ve kendisine bir muayenehane açar (03:37:00). Kocal’ın çocukları, hem Almanya’da hem Türkiye’de iyi bir eğitim alır. Çocuklarının kimliklerini ve öz kültürlerini yaşayabilmeleri için Almanya’dan döndüklerini dile getirir. (03:39:55). Türkiye’ye döndüğünde Selami Çeşme’de elektrikli trafik lambası yoktur ve yollarda polisler durmaktadır. Kocal, Almanya’ya gitmeden önceki Türkiye ile dönüşü sonrasındaki Türkiye’yi anlatır. Tanıdığı gayrimüslimlerden bahseden Kocal, iyi ilişkilerinin olduğunu dile getirir (03:43:55). Fenerbahçe sakinlerine ve semtin sosyoekonomik yapısına değinir. Fenerbahçe’de maddi durumu iyi insanlar oturmaktadır. Göçler, Fenerbahçe’nin dokusunu değiştirmez fakat Büyükada değişir. Kocal, Türkiye’nin dokusunun değiştiği gibi Almanya’nın da dokusunun değiştiğini düşünmektedir. Ada eskiden istirahat yeri olup zengin kesim ikamet etmektedir. Musevi kiracıları ile ilgili bir anısını anlatır (03:50:35). Büyükada’da 6-7 Eylül olaylarında yaşananlara değinen Kocal, son olarak 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşananlar üzerinden Türkiye hakkında değerlendirmelerde bulunur (05.40.45). | tr_TR |