Lizi Behmoaras ile sözlü tarih görüşmesi
Görüşülen Kişi
Behmoaras, Lizi
Görüşen Kişi
Adlı, Ayşe
Hazırlayan/Destekleyen
Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV)
İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA)
Metadata
Tüm öğe kaydını gösterGörüşülen Kişi Künye
1950, İstanbul; T.C.; Kadın; Gazeteci, Yazar
Özet
Lizi Behmoaras, 1950’de İstanbul’un Şişli ilçesinde dünyaya gelir. Ailesi Kodaman Caddesi üzerindeki 3 katlı sobalı bir apartmanda oturmaktadır. O günlerden bomboş bir çevre ve toprak yolları hatırlar. Arabanın hiç geçmediği sokaklarda tek tük insan görülmektedir (01:30). Seferad Yahudisi bir aileye mensuptur. Seferadlarda ilk doğan çocuklara babaanne ve dedenin adı verilmektedir. Babaannesinin Eliza olan adı Lizi şeklinde değiştirilerek ona verilir. Yahudi ismi olmayan Eliza, o dönemlerde Seferadlar arasında popülerdir. Kendisi kitaplarında Liz ismini tercih etmektedir (02:30). Evlenmeden önce Katalan soyadını taşıyan Behmoaras, soyadından hareketle ailesinin İspanya’nın Katalonya bölgesinden geldiğini tahmin etmektedir. Babasından, ailesinin Bulgaristan üzerinden Trabzon’a geldiklerini dinler. Daha sonra Tokat’a geçen Katalanlar, 20. yüzyılın başlarına kadar orada tütün ticareti yapar. İstanbul’a geliş tarihleri 1925 civarıdır (03:36). Anne tarafı çok eski zamanlardan beri İstanbul, Hasköy’de yaşamaktadır. Annesinin çocukluğu ve gençliği Moda’da geçer. Babasının ailesi ise Taksim’de ikamet etmektedir. Evlendikten sonra Şişli’ye yerleşir. Birkaç sene sonra da Kodaman Caddesi’ndeki evlerinden Şişli Meydanı’ndaki bir apartman dairesine geçerler (04:15). Babası Nesim Katalan, annesi Jaklin Anavi’dir (04:40). Annesinin babası Haydarpaşalı, annesi ise Hasköylüdür (05:00). Aile geçmişleri hakkında sahip olduğu bilgiler çok sınırlıdır (05:10). Babasının ailesi, Yeşildirek’te tekstil ticareti yapan Katalan Biraderler firmasını kurar. Nesim Katalan 1998’de vefatına kadar bu işi sürdürür (05:40). Annesi Notre Dame de Sion, babası ise Saint Benouit liselerinde eğitim alır. İkisi de üniversite eğitimi almaz. (06:25). Yahudi toplumunda kadınların çalışması hoş karşılanmaz. İyi eğitimli de olsa kadınların çalışması yoksulluk alameti olarak kabul edilmektedir. 1970’lerde artık övgü ile söz edilse de hala çalışan kadın sayısı çok değildir. Okul yıllarında kendilerine iş hayatına atılmaları yönünde bir telkin yapıldığını ya da özendirildiklerini hatırlamaz (09:17). Annesinin ailesi Varlık Vergisi sebebiyle kışın kaldıkları Nişantaşı’ndaki evlerini kaybedince yaz kış Moda’da kalmaya başlar (10:10). Annesi ve babası bir toplantıda tanışır. Behmoaras, Yahudi toplumunda herkesin birbirine aşina olduğunu ve aralarında dolaylı da olsa ilişki bulunduğunu belirtir. Annesinin evlilik hikayesini anlatan Lizi Behmoaras, 1940’larda kadın erkek ilişkilerinin bugünkünden farklı olduğu yorumunu yapar. Genç kızların erkek arkadaşlarıyla çıkması, makul bir saatte dönmek şartıyla normal karşılanmaktadır. Annesi ve babası, ailelerin de onayıyla evlenir (13:38). Şişli’deki apartman, anneannesinin ailesine aittir. Ve bir aile apartmanıdır. Alt katlarda akrabalar yaşamaktadır (14:40). Kendisinden 3 yaş küçük kardeşi Metin dünyaya geldikten sonra Şişli Meydanı’nda başka bir eve taşınırlar. Yaşadıkları bina Şişli Camii’nin solundadır 1955’te henüz meydan düzenlemesi yoktur. O senelerde Cami’nin ön tarafına bir havuz inşa edilir (16:45). Çocukluğunda en büyük eğlencesi Şişli Camii’ndeki cenaze törenlerini izlemektir. Asker cenazeleri bandonun çaldığı cenaze marşı eşliğinde taşınmaktadır. Bu görüntü iki kardeşin çok ilgisini çeker (17:15). Caddeden nadiren araba geçmektedir. Dönemin en şık araba modeli Chevrolet İmpala’dır. Hergün akşamüstü evlerinin önünden pembe bir İmpala’nın geçtiğini hatırlar (18:00). 1950’lerde Şişli Meydanı’ndan ayı oynatan çingeler geçer. Burnundaki halkaya geçirilmiş iple yönlendirilen ayıları izlemek çocuklar için mutluluk sebebidir. Sokaktan keten helva satıcıları ve simitçiler de geçmektedir (19:00). Çağlayan ve Mecidiyeköy’de yerleşim yoktur. Dut bahçeleri olduğunu duyduğu Mecidiyeköy’e o yıllarda hiç gitmez. Şişli’nin ilerisi de 1960’lardan sonra yavaş yavaş dolmaya başlar (20:00). Behmoaras 1973’te evlenene kadar Şişli’de yaşar (20:10). Yahudilerin gruplaşma isteği taşıdığını belirterek kendi apartmanlarında yaşayanların da genellikle aynı cemaate mensup insanlar olduğu bilgisini verir. Cadde zaman içinde kalabalıklaşır ancak o bölgeyi kimlerin tercih ettiği yönünde net bir gözlemi yoktur. Abide-i Hürriyet Caddesi’nde birkaç bakkal dışında ticari işletme bulunmamaktadır. Şişli, Nişantaşı kadar olmasa da şık bir semt olarak bilinmektedir. Yol üzerinde, Nişantaşı’na kadar apartmanlar vardır. Nüfusla birlikte apartman sayısı da artar. Nişantaşı yolu üzerinde, caddenin sağ tarafında bulunan Çankaya apartmanında oturan halası, Koç ailesiyle komşudur (23:15). 1960 İhtilali öncesi Şişli Meydanı’nda protesto gösterileri yapılmaktadır (24:20). Bugün cadde üzerinde çok sayıda dönerci ve kebapçı vardır. 1960’larda henüz hiçbiri yoktur (25:00). Annesinin ailesi Varlık Vergisi’nden çok etkilenir. Tüm mal varlıkları vergi borcunu ödemek için satılır. Ancak istenen nakit parayı zamanında toparlayamayan dedesi, Aşkale’ye sürülür (27:20). Moda’daki evleri de haciz riski altındadır. Müslüman komşuları düzenlenen yalancı mezatla evi satın alarak ailenin sokakta kalmasına mani olur (28:08). Dedesi sürgüne gönderildiğinde 43 yaşındaki anneannesi biri 17 diğeri 15 yaşında iki çocuğuyla kalır. Evdeki bütün eşyalar haczedilir. Anneannesi, ilerde satmak için bazı şeyleri saklasa da çok namuslu bir insan olduğunu söylediği dedesi, biraz da korkudan, sakladıkları eşyaların yerini memurlara söyler. Dedenin Aşkale’den dönüş ümidi yoktur. Ancak bir seneyi doldurmadan çıkan afla geri döner (30:15). Türkiye’deki Yahudilerin II. Dünya Savaşı yıllarında Almanya ve Doğu Avrupa’da yaşanan Yahudi Soykırımı’ndan çok geç haberdar olduklarını düşünmektedir. Gözlemleri, politik kimliğe sahip olmayan ortalama Türk Yahudilerinin soykırımı takip edemedikleri yönündedir. İletişim imkanları sınırlıdır ve savaş korkusu içindeki Türk halkı yoklukla mücadele etmektedir (33:22). 1950’li yıllarda beyaz eşya, radyo gibi teknolojik cihazlar yaygın değildir. Evlerinde radyo, buzdolabı ve merdaneli bir çamaşır makinası vardır. Margarin kullanımı yaygındır. Yemekler Vita ile pişirilirken kahvaltıda da Sana marka yağ yenilmektedir. Zeytinyağı ve tereyağı kullanımı yaygın değildir (37:05). Evlerinde annesine yardım etmek için hep bir yardımcı kadın bulunmaktadır. Yardımcıların genelde Karadenizli Müslüman kadınlar ve Gökçeadalı Rum kızlar olduğunu söyler (37:40). Ailesinin İsrail’in kuruluşuyla pek ilgilenmediğini ifade eder. Anavi ailesi, Osmanlı’nın son döneminde etkili olan Fransız kültürüyle yaşamaktadır. 19. yüzyılda Fransa’da toplumu laikleştirmek için kurulan Alliance okulları, yüzyıl sonlarında İstanbul’da da şube açar. O dönemde ortaya çıkan kültürel dönüşüm Yahudi toplumunun isimlerine de yansır. Annesinin adının Jaklin olduğunu hatırlatan Behmoaras, Rebeca, Rachel, Sarah yerine Jaclin, Vivian, Monic gibi isimlerin kullanılmaya başlandığını kaydeder. Ayrıca Türkiye’de İspanya’dan getirdikleri kültürü devam ettirmeye çalışan dindar bir Yahudi topluluğu da vardır. İlk topluluk İsrail’le duygusal bir bağ kurmaz. Behmoaras, aile ve akraba çevresinden hiç kimsenin İsrail’e gitmediğinin altını çizer (41:00). Türk Yahudi toplumunun genel olarak çok dindar olmadığı kanaatindedir (41:54). Babası tutucu bir aileden gelse de çocukluğunda dini bir eğitim almaz. Dini bayramlarda evlerinde İbranice dualar okunmaktadır. Ancak ailesi katı dini kurallara uymaz. Hamursuz bayramlarında evlerinde her zaman çalışanların yemesi için ekmek bulundurulur (48:30). Anneannesinin laik tutumunu, Notre Dame de Sion’da rahibeler tarafından eğitilmesine bağlar (45:35). Behmoaras, dini kimliğiyle Şalom Gazetesi’nde çalışırken barışır. O zamana kadar kimliğinin önemli bir unsuru olmayan Yahudilik şimdi hayatında daha önemli bir işgal etmektedir (46:00). Yahudiler, kapalı topluluklar halinde yaşamaktadır. Behmoaras, bu sınırlı temas sebebiyle çocukluğunda Yahudi nüfusunun çok yoğun olduğu fikrine sahiptir. Şişli, Nişantaşı, Büyükada bölgelerinde her yerde Yahudiler yaşamaktadır (46:45). İlkokulu, Şişli Terakki’nin karşısında bir binada yer alan Özel Aydın Okulu’nda okur. Oradaki arkadaşlarının da büyük çoğunluğu Yahudidir. Ortaokul yıllarında çevresiyle daha yakından ilgilenmeye başlar (47:30). Küçüklüğünde yetişkinlerin çocuklarla sınırlı bir teması vardır. Soru sormaları ve sorgulamaları hoş karşılanmaz. Yahudi gelenekleriyle tutucu bulduğu babaannesi sayesinde tanışır. Yerde oturmak matem işareti olarak kabul edilmektedir. Bu inanışların kökenine dair sorgulamaları cevapsız kalır (48:50). 1955’te evlerinde Gökçeadalı Rum bir yardımcı vardır. Behmoaras bu sayede iyi derecede Rumca öğrenir. 6-7 Eylül’den sonra sokaklarda Rumca konuşmaktan bile korkulmaktadır. Bu korkuyu bir anısı üzerinden anlatan Behmoaras, o vakte kadar normal olan bir şeyin yasaklanmasına çok şaşırır. 6-7 Eylül’le ilgili hatırladığı ya da hatırlamak istediği tek anının bu olduğunu söyler. Olaylar sırasında evleri ve babasının Yeşildirek’teki dükkanı zarar görmez (51:12). Evlerinde Fransızca, Türkçe, İspanyolca ve Rumca konuşulmaktadır. Babaannesi hiç Türkçe bilmezken Moda’da Müslümanlarla ilişki içinde yaşayan anneannesi kırık bir üslupla konuşmaktadır. Behmoaras’ın Cumhuriyet çocuğu dediği annesinin döneminde azınlık çocukları artık Türkçe öğrenmektedir (56:55). Eve gelenler çoğunlukla Yahudi cemaatine mensuptur. Ayrıca babasının Müslüman iş arkadaşları ile de görüşülmektedir. Televizyondan önce sosyal ilişkiler çok yaygın ve sıkıdır. Ebeveyninin Rum ve Ermeni arkadaşları yoktur (58:35). Seferad ve Aşkenazlar arasında her zaman bir ayrım olduğunu kaydeder. Kültürel farklılıktan dolayı iki kesim arasında mesafe vardır. Birbirlerine çok fazla sempatiyle bakmadıkları düşüncesini taşır (01:00:02). Aşkenazlarla evlilik tercih edilmez ancak mümkündür. Dinler arası evlilik ise Behmoaras’ın tabiriyle büyük dramlara sebep olmaktadır. Buna rağmen mani olunamaz. Behmoaras daha liberal olan anne tarafını karma evlilikler sebebiyle Birleşmiş Milletlere benzetir. Türk Yahudileri arasında Müslümanlarla evliliğe de sık rastlanmaktadır. Baba tarafında ise sadece bir evlilik vardır. Ve büyük sıkıntılara sebep olur (01:01:35). Anneannesi ve annesi gibi Behmoaras da Dame de Sion mezunudur. 1900’lerden önce kadınların eğitim alması yaygın değildir (01:02:25). Rahibeler nezaretinde sıkı, baskıcı bir eğitim alır. Okulda genel kültüre çok önem verilmektedir. Alanında başarılı öğretmenlerden iyi bir eğitim aldığı kanaatindedir. Okul arkadaşlarıyla bağlantısı sürmektedir. Okulda din ve siyasetin tabu konular olduğunu kaydeder. Okulda, siyasi mesaj veren yazarların eserleri okutulmaz. Din dersi zorunlu değildir. Hristiyan öğrenciler rahibeler eşliğinde kiliseye giderken diğer dinlere mensup öğrenciler etüd yapar. Okulda çok sayıda Hristiyan öğrenci vardır. Müslümanlar için de dışarıdan bir hoca gelmektedir. Ancak empoze edilen davranış kalıplarının Hristiyanlıktan mesajlar taşıdığını dile getirir. Suçluluk duygusu, kendini beğenmeme, davranışlarını sorgulama gibi temel düsturlarla yetiştirilirler. Okulda ayna yoktur. Camekan önünden geçerken bile kendilerine bakmaları, süslenmeleri hoş karşılanmaz. Türk hocalar da rahibelerle benzer tutumlar içindedir. Behmoaras’ın eğitim aldığı yıllarda Müslüman öğrenciler çoğunluktadır (01:08:08). Evlerinde politik konuların konuşulduğuna şahit olmaz. Bu türden meselelerin çocukların önünde konuşulması hoş karşılanmaz. Çocukların o konularla ilgili soruları da cevapsız bırakılır (01:08:48). Eve düzenli olarak gazete alınmaktadır. Apartmanlarında Yassıada’ya götürülen bir Demokrat Parti milletvekili komşuları vardır. Ve ailesiyle yakın ilişkiler içindedir. Yassıada’da yargılananlar arasında başka tanıdıkları da bulunmaktadır. Behmoaras bu verilerden hareketle babasının iç politikayla ilgilendiği sonucunu çıkarır. Tek Parti dönemindeki uygulamaları sebebiyle İnönü’yü sevmemektedir. Behmoaras, 27 Mayıs öncesinde ilkokul öğrencisidir. Okulda, Menderes karşıtlarının haklı oldukları yönünde telkinler yapılmaktadır (01:10:57). Her akşam radyodan Yassıada saati dinlenir. Hayat Dergisi Adnan Menderes’in idam sehpasındaki fotoğrafını kapağına taşır. Behmoaras bu görüntünün kendisini çok üzdüğünü söyler. Radyoda her akşam İzmir Marşı çalınır ve mahkeme yayını başlar (01:12:17). Şişli’de, bir yetişkinin nezaretinde sokakta oynamalarına izin verilir. Anneannesi Moda’da, Koço’ya bakan Bostan sokakta oturmaktadır. Sokağın tamamen boş olması sebebiyle çocukların rahatça oynamaları mümkündür. Şişli’de mahalle ortamı yoktur. Kardeşi ve kuzenleriyle arkadaşlık eder (01:13:33). 1950’lerin Modası da boş bir yerdir. Herkesin birbirini tanıdığını hatırlar. Semtin en meşhur yerleri Koço’nun restoranı, tenis kortu, çocuk bahçesi ve iskeledir. Büyük annesi ahşap evlerle dolu bir sokakta yaşar. Komşuları arasında birçok Rum vardır. Geriye dönerek 6-7 Eylül’den sonra evlerindeki Rum yardımcının Atina’ya gittiği söyler (01:14:20). Anneannesi komşularıyla Rumca konuşmaktadır. Moda İskelesi'ne günde iki sefer vapur yanaşmaktadır. Anneannesinin evinin karşısında Sarıca ailesinin kullandığı Arif Paşa Köşkü vardır. Sarıca ailesinin, Varlık Vergisi döneminde ailesine çok yardım ettiği söylenmektedir. Hatice Alankuş aynı sokaktaki bir apartmanda yaşamaktadır. Alankuş, Behmoaras’ın anneannesinden piyano dersi almaktadır. Ressam Müzdan Arel de komşuları arasındadır. Arnavut kaldırımlı sokak pek değişmez. Sadece anneannesinin satılan evinin yerine bir apartman yapılır. Ulaşım araba vapuru ile sağlanmaktadır. Köprü yapıldıktan sonra dolmuş hattı açılır (01:18:20). Babası 1950’li yılların ortalarında bir otomobil alır. Trafik kurallarına pek riayet edilmediğini hatırlar. Küçük yaşlardan itibaren babasının yanına oturup 12-13 yaşlarında araba kullanmayı öğrenir (01:19:26). Çok küçük yaşlarda bentlere piknik yapmaya gittiklerini söyler. Restoranlar yaygın değildir. Boğaz’a, Zeynel dondurmacıdan dondurma yemeğe gidilir. Denize girmek içinse Kilyos, Şile, Polonezköy ve Florya tercih edilmektedir. Polonezköy’de 1960’ların ortalarına kadar elektrik yoktur. Kiraladıkları pansiyon gaz lambasıyla aydınlanır (01:21:28). Benzer şekilde döşenen evlerin dekorasyonları çok özenli değildir (01:22:18). Evlerinde annesine ait bir piyano vardır. (01:22:40). Annesinin teşvikiyle erken yaşlardan itibaren okuma kültürü edinir. Yazı yazmaya da yine annesinin ailesi teşvik etmiştir. Müzik, hayvan ve kitap sevgisini ailesinden alır. Evlerinde her zaman bir kütüphane vardır (01:24:56). Kıyafet alışverişi Atalar, Vakko ve Nehir mağazalarından yapılmaktadır. Ayrıca eve gelen terzilere dikiş diktirilir. Kıyafette çok çeşitlilik olmayıp tüketim kültürü 1960’lı yıllardan sonra başlar. Annesinin güzel giyindiğini ancak modayı takip etmek gibi kaygısı olmadığını belirtir. Kendisine saygısı olan 30 yaş üstü bir kadının alışverişe giderken farklı, öğleden sonra çaya giderken farklı giyinmesi gerektiğini kaydeder (01:27:30). Jean pantolon 1960’ların sonlarında yaygınlaşmaya başlar. Giyimde yaş bölümleri önemlidir. Çocuklar, genç kızlar ve evli kadınlar giyimleriyle birbirinden ayrılır. 38 yaşındaki annesi kot pantolon giymek istediğinde tepki alır (01:28:43). Yahudiler arasında Türkçe isim koyulduğuna da rastlanmaktadır. Behmoaras’ın kardeşinin adı Metin’dir. Bu tercih herhangi bir baskı ya da yönlendirmeden kaynaklanmamaktadır (01:30:20). İkinci eşiyle, eşinin kızkardeşi aracılığıyla tanışır. Yahudi Cemaati içinde de çevrenin ya da büyüklerin gençleri birbirine uygun bularak evliliğe teşvik ettiğini söyler. Ancak görücü usulü kadar katı ve doğrudan değildir. Kadın erkek ilişkileri Müslümanlara kıyasla daha rahattır. Belli bir saatte dönmek şartıyla erkek arkadaşlarıyla dışarı çıkar. Anne her durumdan haberdar edilirken babayla olan mesafe korunur. Gençler eğlenmek için diskoteke gitmektedir. En popüler mekan Taksim’deki Clup No 33’tür (01:33:42). Liseden mezun olduğunda 68 Olayları sebebiyle tedirgin bir ortam vardır. Üniversiteye devam etmek istemez. 1970’li yılların başına kadar devam eden çatışmalar sebebiyle pek çok arkadaşı eğitimini yarıda kesmek durumunda kalır. Behmoaras, ailesinden eğitimine devam etmesi yönünde özel bir teşvik almaz (01:35:10). Öğrenci olaylarına dair en net hatırladığı olay Deniz Gezmiş’in asılmasıdır. Ülke genelinde huzursuz bir ortam vardır (01:36:40). 1970’te ağır bir kolera salgını yaşanır. Sokaklardan sürekli ambulans sirenleri duyulmaktadır. Evlerinde çiğ sebze ve meyve tüketilmemeye başlanır. Salgın sebebiyle birçok insan ölür (01:37:20). İstanbul’un değişimini geç fark ettiği kanaatindedir. Göç ve çarpık kentleşme, yaşadığı bölgeleri ilk yıllarda çok etkilemez. Şehrin dokusunu en belirgin şekilde değiştiren şeylerin başında köprü inşaatı gelmektedir. Köprü açıldıktan sonra otomobil sayısında ciddi anlamda artış yaşanır (01:37:18). Şimdi Şişli’ye gittiğinde bambaşka bir semt gördüğünü söyler. Aynı şekilde Moda da çocukluğundaki havasından çok uzaktadır. Şehir genelinde çok sayıda fast food restoranların ve kebapçıların olması dikkatini çekmektedir. Yiyecek sektörü sosyal hayatta çok büyük bir yer kaplamaktadır. Gençlik yıllarında İstanbul’da az sayıda restoran vardır. Yemek yemek için Yeşilköy’deki Ömür Lokantası'na ve Boğaz’daki bir balık lokantasına gidilmektedir. Değişim 1980’lerde kendini gösterir (01:39:46). 1980’lerde Nescafe içmeye başlandığını ve Özal devriyle birlikte önceden yasak olan şeylerin piyasada bulunduğunu ifade eder. Yiyecek sektörü de o tarihlerden itibaren yayılmaya başlar (01:40:55). Lise’den sonra çevirmenlik yapmaya başlar. Yabancı dil dersleri verir. Yazı hayatına ise çevirileriyle girer (01:41:53). 1973 yılında ilk evliliğini yapar (01:42:00). Yeminli çevirmenlik ve kitap çevirileri yapar. (01:42:35). Şalom Gazetesi için çevirmenlik yaparken bir yandan da Yahudi kimliğini tanımaya başlar. Gazetede 10 yıl kadar çalışır. Kitap yazmaya, söyleşi ve biyografi çalışmalarıyla giriş yapar (01:43:00). Çocukluğundan itibaren evlerinde gazete okunmakta, Hürriyet ve Milliyet gazeteleri takip edilmektedir. Kendisi sonraki yıllarda Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl ve Şalom gazetelerinde çalışır (01:44:13). Hayatı boyunca İstanbul’da yaşar (01:44:25). Gençlik yıllarında Türkçe sözlü hafif müzik dinler. Ajda Pekkan hep çok popülerdir. Gençler; Fikret Kızılok, Hümeyra, Modern Folk Üçlüsü gibi isimleri dinlemektedir. Yeşilçam’ın meşhurları Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit’tir. Çetin Altan’ın yazıları yakından takip edilmektedir (01:46:28). Dünya edebiyatıyla okulda tanışır. Ancak dünyadaki aktüel gelişmelerden habersizdir. Seyahat ve haberleşme imkanları sınırlı olduğu için Türkiye dışında neler yaşandığından haberdar değildir (01:48:30). Büyükannesinin dünyanın her yerinden mektup arkadaşları vardır. Onun kanalıyla dünyayla temas kurmaya başlar. Yabancı dergiler vardır ancak tüketim imkanlarının sınırlı olması sebebiyle satın almak çok kolay değildir (01:50:20). Telefonla görüşmek çok zor ve sınırlıdır. Behmoaras, henüz küçük yaşlardeyken bir iş seyahatine giden babasıyla telefonla görüştükten sonra heyecandan ateşlenir (01:51:52). Telefon evlerine, 1950’li yıllardan itibaren girer. Televizyonla ise 1970’lerin ortasında tanışır. O tarihlerde evlidir, evlerine küçük bir televizyon alınır. Yayın süresi sınırlı olduğu için televizyon hayatı sınırlayan bir unsur değildir. Yakınlar arasında televizyon buluşmaları yapılmaya başlanır. Sonraki yıllarda bu toplantılar yerini video buluşmalarına bırakır (01:53:42). Evlilikte erkeklerin kadınlardan birkaç yaş daha büyük olması tercih sebebidir. Behmoaras, 23 yaşında evlendiği için kendisine evde kalmış gözüyle bakıldığını belirtir. Kızlar için normal kabul edilen evlilik yaşı 19-20 aralığıdır. 21 yaşından sonra bebek sahibi olanlar yaşlı anne kabul edilir. Şimdi bu kabullerin çok değiştiğini söyleyen Behmoaras’ın gelini, 37 yaşında çocuk sahibi olur (01:55:22). Çok kısa süren ilk evliliğinde Nişantaşı’nda yaşar. İkinci evliliğinde ise Göztepe’yi tercih eder. Nişantaşı’nda bugünden daha az insan, iş yeri ve mağaza olduğunu kaydeder. Aynı değişim bütün şehir için geçerlidir (01:57:35). 1960’lı yıllarda yaz tatili için Büyükada’ya gidilmektedir. Ada’da ulaşım ve sağlık imkanları sınırlıdır. Son vapurdan sonra şehirle bağlantı kesilmektedir. Kendine has bitki örtüsü ve mimari dokusuyla dikkat çeken Ada'nın geçirdiği en büyük değişim, turist sayısındaki artıştır. Faytonla ulaşım sebebiyle atların kötü muamele gördüğünü kaydeden Behmoaras, faytonların yasaklanması gerektiği düşüncesindedir (02:01:50). Büyükada’da çok fazla Rum ve Yahudi yaşamaktadır (02:02:50). 12 Eylül darbesine sevindikleri için mahcubiyet duyduğunu kaydeder. Darbe öncesinde çok gergin bir ortam vardır. Eşi ve çocukları iki kez silahlı çatışmaya şahit olur. Darbeyi Büyükada’da öğrenirler. Televizyon’da Kenan Evren’i görüp ordunun yönetime el koyduğunu duyduklarında toplum genelinde bir rahatlama olur. Darbe siyasetinin ülkeyi geri götürdüğü ve özgürlüklerin kısıtlandığı fark edildikçe destek azalmaya başlar. Yaşadıkları sokakta askerin dur emrine uymayan bir vatandaş vurulur (02:07:00). Turgut Özal dönemindeki liberal politikalar da sevinç sebebidir. Önceki yıllarda nescafe bile tezgah altından satılmaktadır. Yaşanan serbestliğin çocuksu bir mutluluğa sebep olduğunu söyler (02:07:42). 1980 öncesi yokluk yıllarıdır. 1978’de, Bülent Ecevit’in iktidarı döneminde elektrik, su ve gaz kesiktir. Göztepe’deki evlerine bir soba kurulur. Çocukların mamalarını sobanın üzerinde ısıtıp mum ışığında yedirir. Su kesintisi normal karşılanmaktadır. Aktığı saatlerde su toplanır ve kovalardan kullanılır. Aygaz, margarin kuyruğu gibi şeyler rutin kabul edilmektedir. Fueloil olmadığı için kaloriferler yanmamaktadır (02:09:30). Yahudi Cemaati de diğer azınlıklara yönelik olumsuz politikalardan etkilenmektedir. Rumlara yönelik tepkiler daha görünürdür (02:10:52). Yahudi Cemaati her zaman ortasağ politikaları destekler ve asla CHP’ye oy vermez (02:11:18). 20 yıl kadar Göztepe’de yaşadıktan sonra Kuzguncuk’taki yalıya taşınırlar. Avrupa Yakası’nda Yahudi Cemaati ile sınırlı bir çevreden sonra daha kozmopolit olan Göztepe’de yaşamaya başlar. Çocuklarını da özellikle karma bir devlet okuluna gönderir (02:12:37). İkinci eşi Mişel Behmoaras’la 1976 yılında evlenir. Annesi Ukraynalı bir Aşkenaz’dır ve Türkiye’deki hayata uyum sağlayamamıştır. Jak ve Eytan isimli iki oğlu vardır. Geleneklere bağlı olarak Jak’a büyükbabasının ismi verilir (02:14:10). Yalı hayatının şehir hayatından bir farkı olmadığını kaydeder. Daha çok yardıma ihtiyacı olduğu için bahçe işleriyle ilgilenecek birini çalıştırmaktadır. İstediği kadar hayvan besleyebilmek gibi bir avantajı söz konusudur. (02:15:00). Hayatında Türkiye Cumhuriyeti ve Yahudi kimliğinin öne çıktığını söyler. Dünyaya daha açık yaşayan çocuklarında bu kimliklerin zayıfladığını gözlemler. Londra’da yaşayan oğlu bir Çinli'yle evlidir (02:16:37). Lizi Behmoaras kendisini Türk olarak tanımlamaz. Toplumsal algıda Türklüğün Müslümanlıkla eş anlamlı olduğunu düşünmektedir. Ailesi, çocuklarının Yahudilik aidiyetine çok önem vermez. Kendisi de çocuklarına özel bir kimlik bilinci aşılamaz (02:18:10). Hayatı boyunca İstanbul’dan başka bir yerde yaşamayı düşünmez. Bütün kitaplarında İstanbul’un bir semtini konu edinmektedir (02:18:35). 15 Temmuz kalkışmasını Londra’dan arayan oğullarından öğrenirler. Yakınlardaki eğlence mekanlarından müzik sesi gelmektedir. Bu sebeple darbe olduğuna ihtimal vermezler. O gece denizde bir hareketlilik dikkatlerini çekmez. Geceyi televizyon karşısında geçirirler. 12 Eylül darbesini desteklemiş olmanın mahcubiyetiyle 15 Temmuz’a ilk andan itibaren karşı çıktıklarını dile getirir (02:21:40).
Video
Koleksiyon
- Görüşme [3104]