Ereğli Kömür Havzası ve Cumhuriyet Dönemi şekillenişi
Künye
Kara, Murat. Ereğli Kömür Havzası ve Cumhuriyet Dönemi şekillenişi. danışman Ahmet Ocak. Bolu: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009. 196 s.
Özet
Ereğli Kömür Havzası, kömürün bulunuşundan günümüze değin önemini hep korumuştur. 1829 yılında kömürün Zonguldak Ereğli'de bulunmasıyla başlayan bu süreç, gerek kömürün işletilmesi, gerekse kömürün iç ve dış piyasalara satışı sırasında da devam etmiştir. Osmanlı Devleti zamanında önce Padişah idaresince işletilen havzada, yerli ve yabancı sermayedarlar aracılığıyla kömür üretimi yapılmıştır. Ancak bunda istenen üretim hedefine ulaşılamamıştır. 1867 yılında Dilaver Paşa isimli Nizamname uygulamaya konarak ocaklarda zorunlu çalışma dediğimiz "mükellefiyet" uygulaması yapılmış, fakat yine de hedeflenen sonuca ulaşılamamıştır. Bahriye Nezareti İdaresi zamanında ise üretilen kömürün % 40'nın istenen şekilde satışına izin verilmesi üzerine havzaya hem sermaye akını olmuş hem de kömür üretimi artmıştır. Fakat yabancı sermaye kömür havzasında her zaman kendi çıkarına göre hareket ettiği için arzulanan kömür üretimi elde edilememiştir. Meşrutiyet Devri, Harp ve Mütareke yıllarının olumsuz durumundan kömür üretimi de etkilenmiştir. Ereğli Kömür Havzası böyle bir durumda Milli Hükümet ve Cumhuriyet dönemine geçmiştir. Milli Hükümet'in yerli kaynaklar konusundaki tutumu sonucu havzada çok önemli çalışmalar yapılmıştır. İlk önce özel teşebbüsün teşvik edilmesiyle başlayan bu süreç, özel teşebbüsün ağır sanayi konusunda yetersiz kalması sonucu bizzat devlet eliyle yapılmıştır. Gerek İzmir İktisat Kongresi, gerek İş Bankasının havzaya girmesi, gerekse Teşvik-i Sanayi Kanunu sonrası havza büyük bir değişim yaşamıştır. Dolayısıyla yerli ve yabancı sermayedarlar arasındaki fark ortaya çıkmıştır. 1930-1940 arası uygulanan kalkınma planlarıyla havza büyük bir değişim yaşamıştır. Ancak II.Dünya Savaşı nedeniyle bu gelişim yavaşlamıştır. Ereğli Kömür Havzası denince akla gelen bir başka önemli konu, Kömür havzasının devletleştirilmesi sonucu II.Dünya savaşının da olumsuz etkilerinden dolayı ülke ekonomisi için önemli olan kömür üretimini arttırmak amacıyla Milli Korunma Kanunu'na dayanılarak uygulamaya konan "Ücretli İş Mükellefiyeti"dir. 1940-1947 yılları arasını kapsayan bu dönemde havza köylüleri maden ocaklarında zor şartlar altında çalıştırılmışlardır. Nitekim tez çalışmamızın bu bölümünde mükellef döneminde ocakta çalışmış olan kişilerle görüşmeler yapılarak uygulama hakkında bilgiler toplanmıştır. Bu görüşmeler yapılırken "sözlü tarih" yöntemi kullanılmıştır. Hazırlamış olduğumuz sorular "mükellef işçilere" yöneltilmiş ve sonrasında analizi yapılmıştır. Görüşülen kişilerin 80 yaşın üzerinde olması hem konunun önemini hem de çalışmanın zorluğunu ifade etmektedir. Ortaya çıkan sonuç ise son derece yararlı olmuştur. Çünkü ülkemizdeki ortalama yaş durumu göz önüne alınırsa maden ocaklarında çalışıp 80 yaşını aşmış sağlıklı insanın bulunması gerçekten zor bir durumdur. Ereğli Coal Basin has kept its importance since it was discovered. Process, starting with discovery in 1829 in Zonguldak Ereğli, has kept on going both managing the company and marketing it to in national and international markets. During Ottoman period, the company was operated by domestic and foreign capital owners. However, the desired production target couldnt be reached. In 1867, during Dilaver Pasha Period, compulsory working application was made, it wasnt successful though. During Bahriye surveillance it was allowed to cell % 40 of the produced coal and it increased the production of coal and capital flow to the company. But as the foreign capital tried to out according to its own benefit, the production couldnt be as targeted. Production of coal was influenced by the harsh conditions the war and Constitutional Monarchy. In such hard conditions management of the coal basin passed to National Government. National Governments positive attitude resulted in too much work in coal basin. First, the period starting with encouraging the private enterprises, continued with governmental management as the private sector was inadequate about heavy industry. Both with the help of İzmir Economic Congress and İş Bank and after the amendment Encouraging Industry, the coal mines experienced a major change. Therefore the difference between domestic capital and foreign capital emerged. With the applications between 1930 and 1940 coal mine basin experienced a big change. But, because of the II.World War development slowed. Ereğli Coal Basin also comes in to mind in "Job Obligation Application" which was applied after Second World War to increase the production of coal. Between 1940-1947 people are forced to work in the coal mine in harsh conditions. And in this part of thesis, the information is gathered by talking to those people, having been forced to work. When having these talks "Oral History" method is used. Questions prepared before are asked to the "Obliged workers" and than analysed. As the age of the people is over 80, it shows the importance and hardness of the work. The result is quite benefited. Because it is quite hard to find people having worked in the coal mines over 80 as our life expectancy is short.
Koleksiyon
- Tez [172]